Sağlık Bakanı Koca: Yerli aşıda Faz- 2 çalışmasına 25 Aralık’ta başlanacaktır
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığın 2021 yılı bütçe görüşmelerinde konuştu. Bakan Koca 934’ü hastane, 8 bini aile sağlığı merkezi olmak üzere toplamda 14 bini aşkın sağlık kuruluşuyla 700 bine yakına sağlık çalışanıyla hizmet verdiklerini belirterek tüm paydaşlarla nitelikli sağlık hizmeti sunulması için çalışıldığını söyledi. Türkiye’de kovid vakalarının görülmeye başlamasıyla birlikte yoğun bir mücadeleye girildiğini aktaran Koca, “Tüm hastaları, testi pozitif çıkanları ve temaslıları Halk Sağlığı Yönetim Sistemi’nde merkezi olarak takip altına alındı. Hayat Eve Sığar (HES) mobil uygulaması ve HES koduyla kişiler ve bölgeler bazında risk takibi yapıldı. Hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekânların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirler uygulamaya konuldu. Bu dönemde Dünya Sağlık Örgütü sitesinde kabul edilebilirliği olan 20 tane kit söz konusu, bunlardan bir tanesi de Türkiye’de üretilen kit oldu. Yani Birleşmiş Milletlere üye bütün ülkeler hiçbir sertifika istemeden bu kite ulaşmayı sağlayabilir hâle geldi” diye konuştu.
‘İDDİA SAHİBİNİN GÖZLERİNİ VE YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTİYORUM’
Bakan Soylu, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in tanı kitiyle ilgili iddialarını hatırlatarak kürsüden görseller gösterdi. Bakan Koca Murat Emir’i kastederek şöyle konuştu:
“Bu dönemde; maske ve tulum gibi koruyucu malzemelerin üretim kapasitesinin artırılması, solunum cihazının üretilmesi, tedavide kullanılan bazı ilaçların yerli üretime geçmesi sağlanmış oldu. Ben burada, özellikle kit konusunda bir arkadaşın söylemi olmuştu. Eğer kendilerini buradaysa gözlerini ve yüzünü görmek istiyorum. Ben bu konuyu bütçede söylemiştim Komisyon’da. Şimdi, burada tekrar etmek zorunda kaldım. Biz bir kite 8,75 dolar vererek yurt dışından almaya başlamıştık ve erken dönemde, demin bahsettiğim Dünya Sağlık Örgütü’nün onay verdiği kitten bahsediyorum. Bu kiti yerlileştirmiş olduk ve bu kiti yerlileştirdiğimizde fiyatı 32 liraydı yani 8,75 dolarken 32 liradan almaya başladık. 8,75 dolardan yurt dışından alırken biz yerlileştirdiğimizde 32 liradan aldık. Devamında 1- 2 ay geçtiğinde yeni ruhsat alan, uygunluk alan firmalar oldu. Bunun üzerine biz, bu firmalara bu kiti bize kaça vereceklerini sorduk, bu kiti 8 dolardan aşağı veren olmadı. Ve sonra toplam on iki tane yerli üretilen kit noktasına geldi. 12 tane kitin üretildiği dönemde ihaleye çıktık, 6 tane firma ihaleye girdi. Bu 6 firma ihaleye girdiğinde fiyatı kaça düştü biliyor musunuz, 9,8 liraya. Devamında 9,8 liraya çekmek kamunun mantığına uygun mu? Ben bunu yaptım. Demin, bu kürsüden 83 milyona hitaben şöyle dendi: ‘Biz bu kiti gündeme getirdik, biz getirdikten sonra siz geriye dönük işlem yaptınız. Soruyorum, öyle mi, öyle.’ Diyorsunuz değil mi? Bu gördüğünüz 83 milyona hitaben söylüyorum. Bu gördüğünüz fatura, tarihi ne zaman? 16 Temmuz, görüyor musunuz? Peki, bu ihaleden kaç gün sonra? İhale 1 ila 8 Temmuz arasıydı, 16 Temmuz’da bu kesildi. Peki, sizin ifadenizi okuyorum, sosyal medyada bütün vatandaşlarımız ulaşır: ‘Yerli Covid-19 test kitlerinin Bakanlığa dört ay arayla, 6 kat fiyat farkıyla satıldığı iddiası var. 9 liralık kitin 9 dolara, o dönemki kurla yaklaşık 60 liradan alındığını duyuyoruz, Fahrettin Koca. Bu doğruyla devletin 100 milyon liraya yakın zararı olabilir.’ Sosyal medyadaki yazınız, aşağıda da gazetenin haberi. Ne zaman, tarih söylüyorum, 19 Ağustos. Bu faturadan ne zaman sonra söylemişsiniz? Bu faturadan bir ay sonra. 83 milyon vatandaşımıza nasıl izah edeceksiniz? Bir şeyi iddia ederken niye araştırmıyoruz? Çünkü 83 milyona bir söz söylüyorsunuz.”
E-NABIZ AÇIKLAMASI
Bakan Koca, CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in ‘Sizde yeni başlayan arkadaşın geçmişteki şirketi e-Nabız şirketini oluşturdu, buraya hizmet verdi’ Sözlerine kürsüden cevap verdi. Bakan Koca konuya ilişkin şunları söyledi:
“e-Nabız, Türk Telekom tarafından Nisan 2015 yılında yapıldı. Devamında, TÜRKSAT tarafından Eylül 2016’dan itibaren de hizmet verilmeye devam ediyor, geliştirilmeye çalışılıyor. Bu tarihten yani 2015’te e-Nabız ilk defa kuruluyor. 2015’ten bu yana 1 liralık alışveriş gösterebileceğiniz bir fatura var mı? Tekrar söylüyorum; 2015 yılından bu yana e-Nabız sistemine 1 liralık alışveriş herhangi bir şirket aracılığıyla bu anlamda yapılmış mı? Bu millete söyleyeceğiniz sözünüz var mı, yazık değil mi? Bakın, bir pandemi dönemindeyiz. Biz 83 milyonla bir, beraber olmak zorundayız. Bir kişinin bu mücadelenin dışında kalmaya hakkı yok. Bu dönemde kimseyi mahcup etmek için burada değilim ama biz bu mücadeleyi birlikte başarmak zorundayız. Ve bu dönemde özellikle Dünya Sağlık Örgütü sitesinde örnek ülke olarak sadece Türkiye’nin pandemi dönemindeki başarısını raporlaştırmıştır. DSÖ, Avrupa’dan herhangi bir ülkenin hiçbir şekilde raporu yayınlanmadığı gibi Türkiye dışında başarısını anlattığı bir ülke de olmamıştır.”
‘YERLİ AŞIDA FAZ- 2 ÇALIŞMASINA 25 ARALIK’TA BAŞLANACAKTIR’
Bakan Koca Türkiye’de 16 ayrı aşı çalışması yapıldığını bildirerek şöyle dedi:
“Bunlardan bir tanesi, klinik öncesi dönemi başarıyla tamamlayarak insan denemelerine başlamıştır. Faz- 2 çalışması 25 Aralık’ta başlanacaktır. Faz- 2 için üretime 3 gün önce başlandı. Kendi aşı çalışmalarımız bir yana, dünyada etkisi ve güvenliği kanıtlanmış aşılara en erken sürede erişebilmenin gayreti içindeyiz. Yerli aşımızı da nisan ayında başarıyla yapacağımızı ümit ediyorum. Ekonomik yükü dikkate alınmaksızın, güvenilirliği ve etkisi kanıtlanmış, ülkemiz şartlarında en kolay ve en yaygın uygulanabilen aşılardan başlayarak alternatif aşıları temin etmek için yoğun bir çaba gösterdik. Geldiğimiz noktada, bugüne kadar çocukluğumuzdan beri yapılagelen gelenekselleşmiş inaktif virüs aşısının temini konusunda sözleşmemizi imzaladık ve aşının teslimatını beklediğimizi kamuoyuyla paylaştım. Bu aşının üretim teknolojisinin uzun dönem güvenilirliği bilinmektedir. Bu tip aşıların depolanması ve dağıtımında lojistik imkânlarımız ve yaygın uygulanmasına alt yapımız hazır durumdadır.”
‘SIK SIK ŞİDDETE MARUZ KALMALARI KARŞISINDA SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM’
Koca, sağlık çalışanlarının pandemi dönemindeki üstün çalışma gayretini vurgulayarak, “Evinden, eşinden, çocuğundan mahrum bir şekilde hastasının sağlığı için kendi sağlığından geçen bu çalışanlarımızın sık sık şiddete maruz kalması karşısında inanın söyleyecek söz bulamıyorum. Ama bu davranış sahiplerine huzurunuzda şunu da ifade edeyim: Ne kadar haddi aşsanız da ne kadar toplumsal vicdanı yaralasanız da sağlık çalışanları yine de sizin sağlığınız için çalışan insanlar olacaktır. Sağlıkçı olmak fedakârlık gerektirir, üstlendiği sorumluluk da o denli ağırdır” açıklamasında bulundu.
TEK TEK İSİMLERİNİ OKUDU
Koca, 130 bine yakın sağlık çalışanının koronavirüse yakalandığını belirterek, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının tek tek ismini okudu. Zaman zaman sesi titreyen ve gözleri dolan Bakan Koca, “Her bir hanemize bir yakınımızın acısı düştü. Bu vesileyle, hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Hocam Profesör Doktor Cemil Taşcıoğlu, Hocam Profesör Doktor Murat Dilmener, Hocam Profesör Doktor Feriha Öz, Hocam Profesör Doktor Asım Cenani artık aramızda değil. Dönem arkadaşım Doktor Yavuz Kalaycı aramızda değil, Profesör Doktor Refik Çaylan aramızda değil, Doktor Esat Ülkü aramızda değil, Doktor Mehmet Ulusoy, Doktor Engin Ünaldı, Diş Hekimi İrfan Yaylalı aramızda değil. 225 şehidimiz var; hepsine Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.