Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Bizim bu yükü kaldırma imkanımız kalmamıştır
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin mültecilere kapılarını siyasi baskı oluşturup, menfaat elde etmek amacıyla açmadığını vurgulayarak, “Biz mültecileri hiçbir zaman bir siyasi şantaj konusu olarak görmedik, ama külfet paylaşımı ve Türkiye-AB Mülteci Anlaşması çerçevesinde adımlar atılmadığı müddetçe bizim tabii ki artık bu yükü taşıma imkanımız kalmamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Kabine Toplantısı’na ilişkin basın toplantısı düzenledi. 3 saatlik toplantının ardından kameraların karşısına gelen Kalın, toplantıda iç ve dış güvenlik konularının ele alındığını, bu kapsamda hem Suriye’de yaşanan gelişmeler hem terörle mücadele hem Doğu Akdeniz ve Libya’daki gelişmelerin detaylı bir şekilde değerlendirildiğini söyledi.
‘BEKLENTİMİZ ACİLEN ATEŞKESİN SAĞLANMASI’
Kalın, sahada ve masada güçlü olma prensibi çerçevesinde Türkiye’nin ulusal güvenlik sorunlarını teminat altına alacak adımların Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde atılmaya devam edildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’ya gerçekleştireceği ziyarete ilişkin konuşan Kalın, şunları söyledi:
“Sayın Putin ve heyetiyle İdlib’de atılabilecek adımlar konusunu etraflı bir şekilde ele alma imkanımız olacak. Moskova’ya giderken bizim temel çerçevemiz, daha önce Rusya Federasyonu ile imzaladığımız İdlib Mutabakatı çerçevesinde acilen bir ateşkesin sağlanmasıdır. Burada 2018 yılında yaptığımız bu mutabakat çerçevesinde İdlib çatışmasızlık bölgesindeki ihlallerin bir an önce sona erdirilmesi temel beklentimizdir. Böylece hem üzerinde mutabık kalınan bu anlaşma hayata geçirilecek, hem çatışmalar sonlandırılacak, hem de mülteci krizinin aşılması noktasında da önemli bir adım atılacaktır. Bizim Rusya ile kapsamlı ilişkilerimiz var. Bu konuda özellikle İdlib’de yaşanan hadiseler çerçevesinde bir ortak anlayışla bir mutabakata varma ümidiyle gidiyoruz. Ama buraya giderken Türkiye’nin pozisyonunu son derece açık ve net olduğunu da bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
Kalın, Suriye krizinin çözümü için BM Güvenlik Konseyi kararlarına işaret ederek, siyasi sürecin işletilmesi, yapılacak şeffaf bir seçimle demokratik, meşru, çoğulcu bir yönetimin iş başına gelmesi gerektiğini vurguladı. Kalın, Esed rejiminin nisan ayında yapılacağını duyurduğu seçim hakkında ise, “Bunun geçen sefer yapılan seçimden hiçbir farkının olmayacağını, ne bizim ne de Suriye halkı nezdinde ne de uluslararası toplum nezdinde bir meşruiyetinin bulunmayacağını da ifade etmek istiyorum” dedi.
‘KÜLFET PAYLAŞIMI OLMAZSA HERKESİN YÜKÜ ARTAR’
İdlib’de yaşanan gelişmeler bağlamında bir mülteci kriziyle karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Kalın, bu krizin geçtiğimiz hafta ortaya çıkmadığını, uzun süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından çeşitli vesilelerle dile getirildiğine işaret ederek şu mesajları verdi:
“Maalesef Avrupalı dostlarımız ‘Mülteciler bize gelmediği, sınırlarımıza dayanmadığı müddetçe bizim sorunumuz değildir, başkasının sorunudur’ yaklaşımıyla bu meseleyi ele aldıkları için, bugün panik halinde ‘bu göçü nasıl durdururuz’ diye harekete geçmiş durumdalar. Külfet paylaşımı olmazsa herkesin yükü artar. Bu ilke çerçevesinde mülteci krizine bir çözüm bulunması için de Sayın Cumhurbaşkanımızın yoğun diplomasi trafiği devam ediyor. Önümüzdeki günlerde de bir dizi temaslar, ziyaretler, telefon görüşmeleri gene bu mülteci krizine çözüm bulma noktasında devam edecek. Burada temel beklentimiz, öncelikle Türkiye-AB Mülteci Anlaşması’nın temel hükümlerinin uygulanması dahi hızlı bir şekilde bu süreci rahatlatacaktır. 2016 yılında beri Türkiye bu anlaşma çerçevesinde üzerine düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirmiştir. Türkiye’nin çabaları, planlamaları sayesinde Avrupa’ya düzensiz göç önlenmiştir, ama Türkiye’nin de kapasitesinin bir sınırı vardır.”
Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüs salgınına karşı aldığı tedbirlerin de gözden geçirildiğini dile getiren Kalın, “Salgının yayılmasıyla birçok Avrupa ülkesine, İran’a ve başka ülkelere yayılmasıyla bizim de teyakkuz halinde olmamız gayet normal. Hamdolsun şu ana kadar Türkiye’de bir vaka görülmedi. Bu alınan tedbirlerin fayda sağladığını, netice verdiğini gösteriyor. Ama burada özellikle Sağlık Bakanımızın da bir mesajını sizinle paylaşmak istiyorum. Vatandaşlarımızın özellikle Bakanlığımızın uyarılarına dikkat etmesi ve bunları titizlikle uygulaması büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
‘BİR İNSANA AİT OLABİLECEK SÖZLER DEĞİLDİR’
İbrahim Kalın, CHP’li Engin Özkoç’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözleri hakkındaki soru üzerine, “Söz insana mahsus bir haslettir. Bugün edilen o sözler söz değildir, bir insana ait olabilecek sözler değildir. Yapılan suçlamaları cevap vermeye dahi değer bulmuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, devleti ve milletiyle ne zaman bir düşmanıyla mücadeleye başlasa, bu PKK olabilir, bu Suriye’deki PYD/YPG gibi uzantıları olabilir, FETÖ, DEAŞ olabilir, bu eli kanlı Esed rejimi olabilir, CHP zihniyetinin maalesef bir şekilde ortaya çıktığını ve bu düşmanlarla aynı safta yer aldığını görüyoruz. Milletimiz, biz eli kanlı PKK terör örgütü ve onların uzantıları ile mücadele ederken onların yanında saf tutan, onların siyasi uzantılarıyla ittifak yapanlara ne isim verileceğini gayet iyi bilir. Biz bu ülkeyi ele geçirmek ve emperyalist güçlere peşkeş çekmek isteyen FETÖ’ye karşı mücadele ederken onlara kol kanat germeye çalışanlara ne isim verileceğini gayet iyi bilir. Çoluk çocuk demeden yüzbinlerce insanın kanına giren Esed rejimi ile biz mücadele ederken orada varil bombalarının intikam tugaylarının sahibi olan talimatını veren kişilerle yan yana duranların, gidip fotoğraf verenlerin isminin ne olduğunu bizim milletimiz gayet iyi bilir” açıklamasında bulundu.
‘AVRUPA MERKEZLİ İSTİSNACILIK KABUL EDİLEMEZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmede hava savunma sistemine yönelik destek sözü verilip verilmediğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Kalın, “İlgili birimler arasında bu konunun değerlendirmesi devam ediyor. Olumlu birtakım gelişmelerin olduğuna dair işaretler alıyoruz. Bizim beklentimiz, ABD başta olmak üzere bütün NATO müttefiklerimizden özellikle Suriye ve İdlib’deki durumu kontrol altına almak, çatışmaları önlemek ve sivilleri korumak için somut, öngörülebilir adımların atılmasıdır. Atılabilecek pek çok adım var. Bu Türkiye’nin hava savunma sisteminin kuvvetlendirilmesi olabilir, Türkiye’ye başka alanlarda ekipman, mühimmat yardımı şeklinde olabilir. Bunlarla ilgili olumlu birtakım gelişmelerin olduğunun işaretini alıyoruz, ama biz tabii ki somut neticelerini sahada açık bir şekilde görmek istiyoruz” dedi.
‘AB HIZLI ADIM ATARSA O KADAR HIZLI MESAFE ALIRIZ’
Sözcü Kalın, mültecileri hiçbir zaman şantaj malzemesi olarak görmediklerini belirterek, “Cumhurbaşkanımızın açık kapı politikaları çerçevesinde biz yüzbinlerce insana kapılarımızı, gönüllerimizi açtık. İmkan ve kabiliyetlerimiz çerçevesinde elbette onlara insani yardım yapmaya da devam edeceğiz. Ama külfet paylaşımı ve Türkiye-AB Mülteci Anlaşması çerçevesinde adımlar atılmadığı müddetçe bizim tabii ki artık bu yükü taşıma imkanımız kalmamıştır. Dolayısıyla AB ve ilgili taraflar ne kadar hızlı adım atarlarsa bu krizin çözümüyle ilgili de o kadar hızlı mesafe alma imkanımız olacaktır” diye konuştu.