Kutlu Diriliş: Imam Hatip Erleri

Merhum üstat Celal Hocamızın bir dönemin başlangıcında ulu bir çınarın tohumlarını atıp kuruculuğunu üstlendiği; onurlu dava adamlarının, millete ve ümmete hizmet etmeyi şiar edinen liderlerin yetiştiği, yani devrin hak savunucularına yuva olmuş imam hatip okullarının asli amacı ne olmalıdır

Toplumun din görevlileri olan imamları mı yetiştirmek?

Yoksa topluma her yönden liderlik edecek şahıslar mı yetiştirmek?

Aslında imam kelimesi bizlere her şeyi açıklamaktadır. İmam lafzı Arapça kökenli olup “emame” kökünden gelmektedir, anlamıysa bulunduğu topluma rehber olandır.

Bu durumda imam hatip okullarımızdan mezun olan her bir zat topluma önder olarak sirayet ediyor ki bu da bizlere, topluma ve büyük kitlelere yön verecek insanların imam hatipli ya da daha geniş kavram ile imam hatip ruhlu insanlar olduğunu açık seçik bir şekilde beyan etmektedir.

O yüzden de imam hatip okullarında yetişen bireylerin omuzlarına tabiri caizse ümmeti Muhammed’e layığıyla hizmet etmek yüklenmiştir. Buna istinaden cumhuriyetin ilanından sonra imam hatip okullarının kurulmasında büyük emek harcayan değerli şahsiyet Celalettin Mahmut Ökten Hocamızın: “Yüce Rabbim senin dinini yayacak gücü bana ver!” diyerek feryat edip bu kutlu yola çıktığında ettiği dua imam hatipli şahısların hayat ideallerine zerk ettiği bir ilke olmalıdır.

 Ne yazık ki geçmişte imanın lezzetine varamamış bazı köhne zihinlerin yapmış olduğu katı müeyyidelerin ve çeşitli zulümlerin karşısında dimdik durmak, pes etmemek, insanlığın kurtuluşu için mücadeleden asla vazgeçmemek imam hatiplilerin davranışlarının mihenk taşını oluşturmalıdır.

El pençe divana duruşun ve önünde eğilişin sadece o yüce yöneticiye yaraşır olduğunu özümsemek,  hakikat uğruna canından vazgeçebilmek, para, makam ve mevki gibi dünyevi ihtiraslara aldanmadan dava hattında dimdik ilerlemek imam hatiplilerin rutini olmalıdır.

Allah-u Teâlâ’nın bizlere kutsal bir çağrısı olan ezan-ı Muhammed’e el uzatanlara karşı gerekirse Bilal-i Habeşi gibi koca koca kayaların altına girerek cevap vermek de misyon ve vizyonları arasındadır.

İmam hatip ruhlu birey Kudüs’ü vicdanına dert edinmeli ve Yusuf Selahaddin Eyyübi gibi Kudüs-ü şerifi tekrar ıslah ve ihya etmek istiyorsa üzerine merhamet ve sabır libasını giymeli.

İslam’ın altın çağını hatırlamalı ve aklına mıh gibi sabitlemelidir. Zira Endülüs Emevi devleti, Avrupa’nın bataklık çağı diye tabir edildiği bir dönemde Avrupa’nın göbeğinde İslam’ın altın çağını yaşatmıştır.

Adaletsizliğe karşı adaletiyle meşhur olan Hz. Ömer gibi adil olmalı, adaletin tecelli etmesini beklememeli, bizzat adaletin tecelli olmasına vesile olmalıdır.

İmam hatipli bireylerin misyon ve vizyonu Allahın ve elçisinin emrettiği gibi imanlarını fenni ilimle perçinleştirerek ümmetin ve insanlığın refahını artırmak, hep birlikte biz tarzında hareket ederek topluma liderlik yapmak, yeri geldiğinde Çanakkale’nin adeta bir devamı olan 15 temmuzda olduğu gibi canları ve kanları pahasına bu yurdu savunmaktır. Çünkü şiarları “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanıdır. 

İmam hatip neferleri, istiklal ve milli şairimiz olan Mehmet Akif’in asımın nesli dediği nesildir. Tıpkı öncekiler gibi sağına soluna bakmadan ileri atılan dava şuuruna ve zekâsına sahip bireyler olmalıdırlar.

Eğer imam hatip ruhlu insanlar toplumun her cephesinde nüfuz edinmişse o toplum ihya ve ıslah olma yolunda büyük bir adım atmıştır. Faraza bir doktor, bir avukat, bir sporcu, bir gazeteci, bir sanatçı, bir lider… Eğer imam hatip ruhlu ve yürekli olursa bu bireyler işini hakkıyla yapar. Çünkü bilir ki Allahın gözetimi altında bir iş yapılırken; liyakat ve ehliyet gözetilmeden yapılıyorsa o iş ihya ve ıslahat vaat etmez. Göründüğü gibi gül medeniyetinin ve de insanlığın temellerinin üzerine tuğla koyarak yükseltmek de imam hatiplilerin en kutsal gayeleri arasındadır.

Yarının dünyasını hak yolunda yürüyen imam hatip ruhlu bireyler inşa edecektir.

                                                                                                                Yusuf SEZER